19 Kasım 2011 Cumartesi

0 Neden sadece tanrı

          .

           Neden deizm? Yada neden sadece tanrı? Öncelikle deizm nedir, Bilmeyenler için kısaca bir açıklama yapmak gerek. Deizm dini inançları kabul etmeyip sadece tanrıya bağlanmaktır. Ben de aynen bu görüşü savunmaktayım. Bu yazıda neden deist oldum, bunu anlatacağım.
           
Öncelikle her insan hayata bir görüşe sahip olarak başlamaz. Genelde öğretilere göre hareket eder veya çevreyle şekillenir bazı şeyler. Ben de çevreyle şekillendim diyebilirim. Annem ve anneannem dinlerine düşkün olmalarına karşın beni din konusunda serbest bırakmışlardı. Doğrusu küçükken dine karşı hiçbir eğilim göstermiyordum. Yaşım 15 gibi olunca galiba aile etkisiyle namaz kılmaya başladım.  Gençlik faaliyetlerinden vakit buldukça ibadet ediyordum. Herkes nasıl inanıyorsa ben de benzer şekilde klasik Müslüman düşüncesine sahip bir insandım. Allah’ın insanları yönettiğine ve her şeyin Allah’a göre şekillendiğini düşünüyordum. Bu yüzden ne zaman bir sıkıntı başıma gelse hemen duaya baş vuruyordum. On yedi, on sekiz yaşıma geldiğimde beş vakit namaz benim için en önemli bir ibadet olmuştu. Bu arada kitaplara merak salmıştım, aydın bir insan olmaya başlamıştım; ancak oldukça inançlı biriydim. Yaşım ilerledikçe İslamiyet bende yerleşirken internetten islami tartışmalara girdim. Genelde İslamiyet’i yenilikçi akımlara karşı savunan ben oluyordum. Ancak garip bir durum dikkatimi çekti. Örneğin ne zaman kader konusunda Müslüman dostlarla tartışmaya girsem, elimdeki kader yoktur diyen ayetleri önlerine sürsem onlar bana kaderle ilgili ayetleri çıkıyorlardı. Mantıken aynı anda iki şeyin olması çelişkiydi. Düşündükçe araştırdıkça şok üstüne şok yaşıyordum, kutsal saydığım kitapta olmaması gereken bi dünya çelişki vardı. Bir süre sonra artık Müslüman olmadığımı anladım tanrıya inanıyordum ama onun kitap gönderip kurallar koyması saçma gelmeye başlamıştı…
           Neden Tanrıya inanıyorum; Allah’a inanmıyorum? Eğer kafanızda Tanrı ile Allah’ı birebir eşliyorsanız hayatınızın en büyük hatasını yapmak üzeresiniz. Geçmişte aynı hatayı ben yaptım.
          Biliyorum ki ;
Kuran'daki Tanrı veya genel tanrı anlayışı; yöneten, asan, kesen istediğini yapan ve aşırı derece güçlü bir varlık olarak karşımıza çıkar. Kuran’ı Kerim’de yer alan tanrı figürünün en önemli özelliği adil ve merhametli olmasıdır. Ancak hayata baktığımızda hayatta bu adaletten ve merhametten eser yoktur. Dahası o özelliklerini göstermeden  ona inanmak ne derece doğrudur? Kafamda hayali bir yaratık yaratıp ona inanmakla eş değer değil midir? Yani bahsedilen sıfatlar yoksa o zaman Allah denilen tanrı zaten gerçek olamaz.
           Şu anda düşündüğüm şey zamanında bir tanrının evrenin tohumlarını attığı ve yasalarını koyup her şeyi kendi halinde bıraktığı… Zira hayata bakarsak gördüğümüz düzen ve ahenk akıllı bir varlığı kanıtlamaya yetecek düzeyde ancak diğer şeyler ise adeta tam tersini ispat ediyor. Sosyal yaşamımız oldukça dağınık ve ateistlerin dediği gerçeklik kanunlarına uyuyor. Bu iki düşünce bir araya gelince hayatın belki de yontularak şekillendiği ancak yaşamın bir o kadar da gerçek olup her an her şeyin olabileceğini çıkarıyor insan.

         İşte sadece Tanrıyı önünüze koyup yol almak bu demek...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

biraz eğelence fena olmaz

YAZILARIM

din (1) dinler (3) islamiyet (6) sadece tanrı (5) sosyal (1)